Çok sık sorulan bir soru.
Tekstil ürünleri satacağım, Markafoni var, telefon satacağım, HepsiBurada var, ikinci el satacağım, GittiGidiyor var. Ne yapmalıyım?
Tabii ki ben de sizin için düşündüm, taşındım, araştırdım ve cevaplar hazırladım!
Bu yazıda yeni e-ticaret siteleri devlerle nasıl kapışabilir ve güzel paralar kazanabilir bunu anlatacağım.
Başlamadan önce bana istediğiniz soruyu email yoluyla sorabileceğinizi biliyor muydunuz? enes (at) conversionaddict.com adresine mail atıyorsunuz ve ben cevaplıyorum 🙂
Başlayalım!
Cevap bu resimde gizli, ilerleyen bölümlerde nedenini söyleyeceğim.
Düşünün, ne satarsanız satın rakibiniz bir dev var. Hatta çok fazla dev şirkete ihtiyaç yok.
İnternette ne satılıyorsa Hepsiburada.com’da bulmanız mümkün.
Adamlar her şeyi satmakla kalmıyorlar, üstüne ucuz satıyorlar. Markafoni hakeza aynı. 39 TL’ye deri ayakkabı satıyorlar, her türlü ödeme şeklini kabul ediyorlar, zaman zaman ücretsiz kargoluyorlar.
Üstelik iade garantisi de var, beğenmezsen iade ediyorsun.
Bu insanlarla nasıl mücadele edebilirsiniz ki?
Bu soruya cevap vermeden önce mantıklı düşünmek adına bu şirketlerin avantajlarını ve dezavantajlarını konuşalım.
Büyük şirketlerin avantajları
- Büyük alımlar yaptıkları için, ucuz fiyattan alıyorlar ve ucuz fiyattan satıyorlar
- Reklam bütçeleri çok büyük olduğu için, dev kitlelere ulaşıyorlar
- SEO konusunda dev bütçeler ayırıp, çoğu kelimede arama sonuçlarını domine ediyorlar
- Bilinirlikleri satın alım oranlarını etkiliyor, güven sağlıyor
- Marketing bütçeleri sayesinde en akıllı pazarlamacılar ile çalışıyorlar.
Amerikalılar bu şirketler için 800-pound gorilla benzetmesini yaparlar. Türkçe’si 362 kiloluk goril olarak çevirebiliriz sanırım 🙂
Genellikle Amazon, E-bay gibi şirketler için kullanılır.
Biz de Türkçe’mizde hayvan gibi şirket falan diyebiliriz zannediyorum 🙂
Velhasıl, bu tip dev goril şirketlerin, dev olmaktan kaynaklanan dezavantajları var. İşte bu dezavantajlar küçük işletmeleri çok fazla zengin edebilirler.
Bu arada ortalama bir goril 400 pounds civarında yani 180 kg falan oluyormuş, bu şirketler normal gorilin iki katı kadar yani.
Dolayısıyla problemleri de iki katı oluyor.
Dezavantajları listeleyecek olursak:
- Müşteri hizmetlerine genellikle ulaşamazsınız. Mail atarsınız, ticket yazarsınız, genellikle bir telefon numarası bile bulunmaz
- İade için kargoyu yollar beklemeye koyulursunuz, muhatap birini bulamazsınız.
- İnternet bu şirketlerle ilgili şikayetlerle doludur, insanlar bu şirketlerle alışveriş yapmamak için bahaneler ararlar
- Genellikle büyük şirketler aynı gün kargo yapmazlar. Markafoni’den son siparişim 10 günde geldi!
- Bu şirketler insanların ruhlarına dokunmazlar, dokunamazlar. Bu nokta önemli.
Duygular Önemli…
Duygularla ilgili daha önceden yazdım. Buraya veya buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Büyük şirketler duygulara dokunamazlar.
Örneğin HepsiBurada’nın vücut geliştirme ürünü satan şu sayfasını ele alalım:
Bisiklet reklamı eşliğinde, karmakarışık bir site ve önünüze fırlatılmış protein tozları.
Peki şu siteye ne derdiniz?
Sadece vücut geliştirenler için ürün satan Sporsonik.com sitesi.
Bu sitede vücudunuza göre nasıl ürünler kullanmanız gerektiğini anlatan makaleler, yemek tarifleri, ürün içeriklerini anlatan sayfalar mevcut.
Aynı zamanda ürünler ile alakalı soru sorabileceğiniz bir muhatap var. Ekşi Sözlük’te okuduğuma göre, gece 11’de mail atan bir arkadaşa, 10 dakika içinde cevap vermişler.
Şimdi bunu Hepsi Burada’dan bekleyebilir misiniz? Bu tip bir ürüne ihtiyacınız olsa nereden almayı tercih ederdiniz?
Eğer bu arayış sürecinde, bu siteye denk gelseydiniz etkilenecektiniz.
İşte sizi satın almaya itecek duygu da bu olacaktı.
Büyük şirketlerin hiçbir zaman başaramayacağı bu duygu sayesinde, Hepsi Burada bir miktar ucuza satsa da, çoğu insan Sporsonik’i tercih edecek.
Dar Bir Alan Seçin
Hepsi Burada gibi her şeyi satamazsınız. Ne kadar çok ürün çeşiti bulundurursanız bulundurun yine de bu sitelerden daha az ürününüz olacak.
Bu yüzden bu konuda rekabete girmektense tek bir alana yoğunlaşın.
Yoğunlaştığınız alanda ise, ürün çeşitliliğiniz fazla olsun.
Az önce örneğini verdiğim Sporsonik, çok dar bir alana ve kısıtlı kişiye hitap ediyor. Fakat ürün çeşitliliği tatminkar.
Yani aynı ürünün birden çok markası var ve farklı tercihleri olan müşterileri için yeterli, başka sitede ürün aramaya gerek kalmıyor.
Bir diğer örnek de Mobil Cadde.
Bu arkadaşlar telefon kabı, kılıfı, şarj cihazı gibi aksesuarlar satıyorlar, bu konuya odaklanmışlar.
Bu sitede sağ tarafta gördüğünüz üzere, telefonunuza göre kap arayabiliyorsunuz, çeşitli ödeme seçenekleri kullanabiliyorsunuz, fırsat reyonunu gezebiliyorsunuz.
Fiyatlar da 5 TL pahalı olsa bile Hepsi Burada veya Gitti Gidiyor’dan, farkeder mi?
Veya gelecekte şarj kablosu ihtiyacınız olsa aklınıza ilk burası gelir mi? Bence gelir.
Mükemmel Bir Müşteri Hizmetleri Hedefleyin
İnsanla konuşmak büyük bir nimet günümüzde.
Dev şirketlerin en büyük handikapı da bu. İnsanla konuşmak ya mümkün değil ya da kişisel iletişim kurabileceğiniz birisiyle görüşemiyorsunuz.
Fakat küçük sitelerde bu büyük bir avantaja dönüşüyor.
Küçük sitelerin yanında yer alan telefonları aradığınız zaman karşınızda direk bir muhatap oluyor ve probleminizi birinci elden çözebiliyor.
Hepsi Burada’da siparişinizin ‘tedarik ediliyor’ süreci bitmek bilmiyor diyelim. Aradınız defalarca ve birisiyle konuştunuz.
Sistemden bulup, bir problem olmuş, bugün ilgileniyoruz diyor. Fakat değişen bir şey olmuyor.
Bir daha aradığınızda süreç baştan tekrarlanıyor.
Fakat küçük bir işletmede bu sürecin içindeki insan sayısı az olduğu için müthiş hızlarda problem çözebiliyorsunuz.
Bu yüzden büyük sitelerle mücadele edebilmek için bu avantajı kullanın ve müşteri hizmetleriniz hızlı ve yetkili olsun.
Siparişinde sorun olan müşterinize pizza ısmarlayın. Bunu yapmanızın o müşterinizi hayat boyu size bağlayacağını farkındasınız değil mi?
Kargo, kargo, kargo…
- Kargo süresini belirtmediniz,
- Kargo ücreti istediniz
- Kargoya 3-7 gün arasında verilir dediniz…
Müşteri adayınıza güle güle deyin.
Küçük işletmeler her zaman ücretsiz kargo uygulamalı. 2+2=4 gibi bir gerçektir bu.
Bu konuda araştırmaları sıralamak istemiyorum fakat yapılan araştırmalarda, müşterilerin %93’ü bir şirketten alışveriş yapmak için gerekli en kritik motivasyonun ücretsiz kargo olduğunu belirtmişler.
Kargo hızlı ve ücretsiz olmalı ve her türlü sorunda muhatap olunabilecek bir kişi bulunması olmazsa olmazımız.
İnsan olun 🙂
O anlamda değil tabi.
Soğuk bir şirket kimliğine bürünmeyin.
Dünyada yeterince dev şirket var ve yeni bir tanesine ihtiyacımız yok.
Hatta çoğu dev şirket bile bugün kişiselleşmeye çalışıyorlar.
Apple, Steve Jobs demekti, Microsoft Bill Gates. Karşımızda hep bir yüz oldu.
Küçük şirketler ise bunu sosyal medyadan başarabilirler.
Facebook sayfanızı hangi ürünlerde indirim olduğunu söylemek veya insanların kurban bayramını kutlamak için kullanmayın.
Şakalar yapın, bilgiler verin, resimler paylaşın. Bir insan gibi davransın şirketiniz.
Ofisinizin fotoğraflarını koyun, kargoya hazıladığınız ürünlerin resmini koyun. Bırakın amatör olsun.
Büyük şirketleri taklit edip, bu hafta sonuna özel %5 indirim kuponu kullanırsanız, komik duruma düşersiniz.
Siz fikri kaptınız!
Devleri Diz Çöktüren Küçük İşletmeler
Snapchat artık bir dev.
İlk başladığında resim yoluyla chat yapılabilen basit bir uygulamaydı.
Fakat bugün Snapchat’te bir günde Facebook’tan çok resim paylaşılıyor.
Facebook bu şirketi 3 milyar dolara satın almaya çalıştığında ise şirket bunu reddetti!
Snapchat’in olayı neydi?
Snapchat basit bir uygulamaydı fakat küçük bir hedef seçmişti kendine: sadece resim paylaşmak ve bunu harika yaptı. Kolaylaştırdı.
Facebook çakması bir siteyle ortaya çıksalardı başarılı olma olasılıkları neydi?
Diğer bir şirket ise her zaman örneğini verdiğim Zappos.
Zappos ayakkabı satan bir şirket.
Muhteşem müşteri hizmetleriyle adından söz ettirmeyi seviyorlar. 2005 yılında Amazon satın almaya kalksa da, şirket içi kültürlerinin bozulacağı sebebiyle satmayı reddediyorlar.
2009’da tekrar görüşüldüğünde, Zappos Amazon’a 928 milyon dolara satılıyor.
Amazon’u sarsabilecek kadar ayakkabı, çanta, takı satan Zappos’un başarısının bir numaralı sırrı ise tüm dünya tarafından kabullenilmiş bir gerçek olan, dünyanın en iyi müşteri hizmetleri.
Özetle…
Büyük şirketlerle mücadele edip, çok para kazanan bir küçük işletme olmanın formulü
- Dar bir konuda, geniş bir ürün yelpazesi
- Harika bir müşteri hizmetleri
- Her zaman muhatap bulunabilir bir yapı
- Hızlı ve ücretsiz kargo
- Müşterileri bilgilendirecek blog yazıları, rehberler, soru-cevap kısımları
Bahsetmediğim güzellik ve sadeliği de hesaba katmayı unutmayın.
Yukarıdaki resimde gördüğünüz manav gibi yani. Taze ürünlerini güzelce dizmiş ve dükkanını harika bir şekilde dizayn etmiş.
Aynı ürünler yan sokaktaki mağazada daha ucuzken, bu işletme belli ki iyi kazanıyor!
İnternet siteniz de sizin dükkanınız. Basit bir paket programla ne müşterilerinize ne kendinize saygısızlık etmeyin.
Yatırımınızı yapın ve işlevsel, güzel görünümlü bir web sitesi kurun.
İyi satışlar, hayırlı işler!
Enes
Not: Bu yazıyı faydalanacağını düşündüğünüz kişilerle paylaşmayı unutmayın ve hala email listeme kayıt olmadıysanız bu ve benzeri yazılardan ilk haberdar olmak için listeme kayıt olun.
Buraya ilk defa geliyorsanız, ismim Enes, burası Kara Akademi. Dijital marketing ve büyüme konusunda tecrübelerimi burada yazıyorum. Tanışmak için enes at karakademi.com adresinden e-mail gönderebilirsiniz.
Dikeyde bir şeyler sunmak başlangıç için hem uygun hem de sunduğunuz hizmeti en iyi şekilde sunmanızı sağlayabilir. Birde farklı şeyler yapıyorsanız sağlıklı bir şekilde büyürsünüz. Artık bazı büyük şirketler daha fazla büyümek yerine sahip olduğu müşterilerine daha iyi hizmet vermek için çalışıyorlar. Bu arada yazılarını daha sık bekler olduk. Artık seninde büyümen gerekiyor. Yani haftada 2 yazı 🙂
Bu blog da aynı şekildedir, oldukça dikey bir yaklaşım sergilemeye çalışıyorum. Yazılarım kaliteli olsun, doyurucu olsun diye. 300 kelimelik sosyal medyada başarı formülü yazılarına ihtiyacımız yok değil mi? 🙂 İki yazı konusunda, uzun bir süre iki yazı olacağını zannetmiyorum, bir tanesinin araştırılma-yazılma süreçleri yeterince uzun ve hırpalayıcı 🙂
Tüm yazılar harika. Ama bu yazı çok ilham verici oldu. Teşekkürler.