Hayatımızda ne çok duyarız: ‘Azı karar çoğu zarar.’
Genellikle bu söz yemekle ilgili söylenir. Örneğin şeker.
Çayınıza bir şeker atarsanız, çayınıza lezzet katar ama bir çay bardağına 5 şeker atarsanız, diyabet sizi bekler.
Örnekler çoğaltılabilir, ama bu yazıda size diyabetin zararlarından değil, internette aza kanaat ederek nasıl çoğu yakalayabileceğinizi anlatacağım.
Çayın her zaman şekersizi makbuldür. Resim kaynağı
Azı karar çoğu zarar nasıl gerçek hayatta oldukça işlevsel, internette de bu durum değişmiyor.
Zaten internet ile yaşadığımız hayatı ayırmak oldukça yanlış bir düşünce. Günlük hayattaki insanlar aynı zamanda internetteki insanlar. İnsaları anlamak ile ilgili yazdığım yazıyı okumadıysanız, bir göz atın derim!
Neden Azı Karar Çoğu Zarar?
Nedenini açıklamadan önce bunun sonucunu gösteren bir bilimsel çalışma paylaşmak istiyorum: Meşhur reçel deneyi.
Kaliforniya’da bir markette reçel satışı üzerinden bir deney yapılmasına karar veriliyor.
İki hafta süren bu deneyin ilk haftasında 24 çeşit reçel sergileniyor. Müşteriler bu reçelleri satın almadan önce tadına bakabiliyorlar. Reçelin tadına bakan ve satın alan müşterilerin sayıları not alınıyor.
İkinci hafta reçel çeşiti 6’ya indiriliyor. Aynı şekilde tadına bakanların ve satın alanların sayısı kaydediliyor ve bu oranlar karşılaştırılıyor.
Bu deney bize çok ilginç sonuçlar veriyor.
24 reçel sunulan hafta, müşterilerin %60’ı reçellerin tadına bakıyor ve müşterilerin %6’sı satın alıyor.
6 reçel sunulan hafta ise, müşterilerin %40’ı reçellerin tadına bakıyor ve %30’u satın alıyorlar.
Yani 6 reçel sunulan gün 24 reçel sunulan güne göre 5 kat fazla satın alma yapılıyor.
Normal mantıkta baktığımızda, 24 reçel daha fazla seçenek demek ve daha fazla satın alınması gerekiyordu değil mi? Değil.
Sebebini açıklayacağım…
Kim bu reçellere hayır diyebilir? Resim Kaynağı
Çok Seçenek Sadece Kafa Karıştırır
Aslında bütün olay bu.
Bahsettiğim reçel deneyi buna örnek. Sonuçlarına biz normal insanlar olarak şaşırabiliriz ancak psikolojide temel olgulardan birisidir.
Bunun sebebi ise beynimizdeki Amygdala denen kısımdır. Amygdala hayatta kalabilmek için en önemli fonksiyonlardan birini yerine getirir: Kaç veya savaş (kal).
İnsan amygdalası, sürüngen beynindekiyle hemen hemen aynı olduğu için, sürüngen beyni olarak da isimlendirilir.
Sürüngen için hayat basittir. Eğer karşılaştığı düşman dişine uygunsa, kalıp savaşır. Fakat düşmanı kendisinden büyükse veya düşmanının gücünü kestiremiyorsa, kuyruğunu bırakıp kaçar.
Eğer bir kertenkele ormanda kafa karıştıran bir durumla karşı karşıya kaldığında oturup düşünseydi, muhtemelen son düşündüğü olay bu olurdu.
İnsanlar için de durum farklı değildir.
İnsanlar çoğu kararı anlık ve duygularıyla verirler. Eğer karmaşık bir durumla karşılaşırsak, karar vermemiz zorlaşır ve içgüdüsel olarak kaçarız.
Bu kaçma olay internette bounce rate olarak adlandırılır. Yani bir web sitesine gireriz, aradığımızı bulamazsak veya karmakarışık bir siteyle karşılaşırsak, refleks olarak geri butonuna basıp siteyi terkederiz.
Hikaye tanıdık geldi mi?
Hayat sana güzel sürüngen! Bu konuda yazdığım İngilizce makaleyi buraya tıklayarak okuyabilirsiniz, kertenkele hakkında daha çok bilgi bulabilirsiniz 🙂
Çok seçenek hiç seçenektir
Reçel deneyinde olduğu gibi, çok seçenek kafa karıştırır ve hiç seçeneğe yol açar.
Araba kullandığınızı hayal edin, birden bire yol 5’e ayrıldı. O yollardan 3 tanesi istediğiniz yere götürebilir.
Ne yaparsınız? Kararı ilk saniyede verebilir misiniz? Hayır. Bir kilitlenme durumu yaşarsınız ve karar vermeniz zaman alır.
Aynı şekilde dışarı yemeğe gitmek istediğinizde, gittiğiniz restoranın menüsü çok fazla yemek içeriyorsa bir türlü karar veremezsiniz.
McDonald’s gibi fast-food zincirleri buna çok güzel bir çözüm bulmuşlar. Kocaman menüleri gözünüzün önüne sokarlar. İçinde hamburgeri, kolası, patatesi vardır. Çok düşünmenize gerek kalmaz. Direk birini seçersiniz.
Bu yüzden McDonald’s’ın önünde kuyruklar varken, Hacioğlu lahmacuncusu bomboştur. Kimse gelip bana burada yok McDonald’s daha meşhurdur demesin, o farklı bir konu 🙂
İnsanlar, aynı sürüngenler gibi, hızlı karar almak için programlanmıştır. Kafaları karışsın istemezler bu yüzden kendilerini en rahat hissedecekleri, en kolay tercihleri yapabilecekleri restoranlara giderler, en rahat ettikleri alışveriş sitelerinden alışveriş yaparlar.
Ve daha da ilginci en basit teknolojiyi severler. Apple’ın Android’e attığı gollerden biri de budur. Android telefonların aksine İphone telefonların (IOS) kullanımı basittir, yüzlerce ayar yoktur ve istediğinize birkaç dokunuşla ulaşabilirsiniz.
İnsanlar da bunu sever ve tercih ederler, çünkü kimsenin düşünmeye ihtiyacı yoktur!
Apple’ın yapmaya çalıştığı çok açık değil mi?
İnternet Marketing ile Ne Alakası Var?
Yazının başında da dedim.
Gerçek hayat ile internet farklı yerler değil. Nasıl ki offline dünyada az seçenek çok seçeneği yeniyor, bu internette de aynıdır.
Eğer bir web siteniz varsa ve web siteniz çok fazla seçenek sunuyorsa, bounce rate, yani hemen çıkma oranı, artar.
Bu yüzden web sitelerini dizayn ederken, çok seçenekli, yani çok kafa karıştırmalı dizaynlardan ve stratejilerden uzak durmalıyız.
Hemen örneğini vereyim.
Hemen her yazımda olduğu gibi örnek Konyalı Saat’ten geliyor.
Konyalı Saat’in anasayfasını dizayn ederken, kafa karıştırıcı öğeleri minimuma indirmek istedik ve yeni dizaynda:
- Birbirini tekrar eden menüleri çıkarttık
- Üst menüdeki seçenekleri minimuma indirdik
- Anasayfadaki ürünleri çıkartıp yerlerine Kadın ve Erkek kategorilerine giden dev resimler koyduk
- Arama kısmını büyütüp, görünür hale getirdik.
Dolayısıyla ilk bakışta basit fakat fonksiyonel bir görünüm sağladık.
Eski hali şöyleydi:
Üst menüde tekrar eden öğeler vardı (Markalar, Saat Markaları ve Moda Markaları) ve arama butonları doğru seçilemiyordu.
Yeni dizaynda ise basitlik ön planda. Kertenkele olsanız, nerede rahat ederdiniz?
Konyalı Saat’in yeni sitesi, satışları uçurdu tabi ki. Fakat konu bundan ziyade, anasayfa için konuşacak olursak, hemen çıkma oranı değişikliği oldu.
Eski anasayfanın bounce rate’i %20.02’den, %11.54’e düştü.
Bu bize gösteriyor ki, eskiden her 100 kişiden 20’si ana sayfayı direk terkederken, basitleştirilmiş sitede bu 20 kişiden 9 tanesi kalmaya karar veriyor.
Bu sayıyı yüzbinlere vurduğunuzda binlerce yeni müşteri adayı daha ortaya çıkıyor.
Basitleşen web sitesinde insanlar kalmayı daha çok seviyor.
Konyalı Saat’in basit dizaynı sadece hemen çıkmayı değil, aynı zamanda sitede geçirilen zamanı da etkiledi.
Ortalama oturum süresi %44 arttı. Eskiden insanlar sitede ortalam 3 dakika 14 saniye kalırken, artık 4 dakika 40 saniye kalıyorlar.
Kafa Karıştıran Dizaynlar Zarar Verir
Konyalı Saat iyi bir örnekti.
Kötü örnekler de mevcut bu konuda, hem de ünlü sitelerden. Bir iki örnek vermeme izin verin:
Yemek Sepeti, her ne kadar başarılı bir site olsa da, siteleri konusunda oldukça sorunlu olduklarını düşünüyorum. Anasayfaya bir göz atalım.
Anasayfada yapılmam istenen eylem nedir?
Bu sitenin anasayfası korkunç karışık ve istenen eylemin yapılması oldukça zor.
- Yapılması istenen ana eylemle çelişen bir sürü menü ve link var. Eğer istenen kayıt olmamsa, en açık işaret ve buton bu yönde olmalı.
- Yeni eklenenler oldukça gereksiz. Yeni eklenen restoranlar herkese hitap etmediği gibi (ben Tuzla’da oturup, Beylikdüzü’nde yeni açılan restorandan sipariş veremem) dikkat dağıtıyor.
- Favorilerim diyor fakat kayıtlı bir üye değilim. Favorilerim kısmı gereksiz.
- Coca Cola reklamı olması muhtemel bannera tıkladığımda evimden 70 km ötedeki restoranlardan seçenekler gösteriyor.
- Sepeti onayla butonu var fakat sepette bir şey yok.
Özetle ana sayfa kalabalık, renkler üst üste ve gereksiz öğeler çok fazla.
Yemek Sepeti kaç para kazanıyor ya da ne kadar başarılı bilmiyorum ama büyük oranda parayı dışarıda bıraktığı kesin.
Bu karmaşa yüzünden Sabancı Üniversitesi’nde öğrenciyken Yemek Sepeti alternatifi olan, Üniyemek’ten sipariş verirdik.
Üniyemek sadeliği bir avantaja çevirdiği için binlerce kişiyi yemek sepetinden koparmayı başardı.
Gelelim Tatil.com sitesine…
Tatil.com da çok çalışması gereken sitelerden bir tanesi…
Ayrıntıya girmeden sizden link kalabalığına odaklanmanızı istiyorum. Üst menüde, yan menüde, ortada, sağ tarafta kaç tane link görüyorsunuz?
Sosyal medya linkleri, fırsatlar, balayı otelleri, günün fırsatları, taksit bilgileri, otel aramalar…
Herşeyin karmaşıklığı yetmiyor gibi menü tekrarları da var. Örneğin, otel arama. Otel arama modülü hem sayfa ortasında hem sol menüde var.
Aynı şekilde fırsat belirten linklerden de oldukça bol bulunuyor. Üst menüde sonbahar fırsatı, yan menüde haftanın fırsatı, sol menüde ekonomik oteller vs.
Menü tekrarları ve kalabalık müşteriyi kaçırıyor beyler 🙂
Son örneğim de Migros Sanal Market. Büyük şirketlerin bu amatör yaklaşımları beni üzüyor. Reklama ayrılan dev bütçeler maalesef sitenin kullanışlılığının arttırılmasına harcanmıyor.
İlk iki örneğimden sonra bunu size bırakıyorum.
Site açılışında karşınıza kaç adet resim çıkıyor?
Kaç farklı seçeneğiniz var bu sitede? Çok fazla değil mi?
Bir sürü renkler, bir sürü kampanyalar, gereksiz menüler… Azı karar çoğu zarar düşüncesi yerine ‘Aklımıza gelen herşeyi anasayfaya koyalım’ anlayışıyla hareket etmiş Migros burada.
İyi bir örnekle bitirmek istiyorum bu konuyu sizi daha da yormadan.
Evet, yabancı değil, Kara Akademi!
Kara Akademi’yi dizayn ederken oldukça basit olmasına çabaladım.
Anasayfaya geldiğinizde en son yazdığım yazım karşılıyor sizi. Sağ menüde ise en son yazdığım 5 yazıyı görüyorsunuz.
Eğer yazılarıma giderseniz, yazıyı okuduktan sonra sizden üç şey yapmanızı istiyorum:
- Email listeme kayıt olmanızı
- Yazılarıma yorum yapmanızı
- Yazılarımı paylaşmanızı
Bunların hepsi birkaç saniyede yapılabilecek eylemler.
En öne çıkan ise email listem. Okuyucularımın önüne en temiz şekilde bu eylemleri koyduğum için dönüşüm oranlarım oldukça yüksek.
Dikkat ettiniz mi sitemde Facebook, Twitter, LinkedIn, Pinterest, FriendFeed, Google Plus, Reddit gibi tonla paylaşma seçeneği yok. Aynı şekilde şunu beğenin, bunu takip edin diye önünüze 10 adet sosyal profil koymuyorum.
Çünkü biliyorum ki çok seçenek hiç seçenektir ve benim için en önemli olanını en öne koymak benim için en avantajlıdır.
Bu basitlik algısı sayesinde sektörde email açılma oranı %16 iken Kara Akademi listesinin %68.4.
Emaillerdeki linklere tıklama oranı sektörde %1.6 iken Kara Akademi’de bu oran %32.8.
Özet ve Sonuç
Basitlik her zaman en güvenli yoldur.
Web sitelerinizde, ziyaretçinize ne yaptırmak istiyorsanız açıkça belirtin ve ziyaretçinizin bu eylemi yapmasını kolaylaştıracak eylemleri yapın.
Karmaşık resimlerden, aşırı linkten, çok seçenekten ziyaretçilerinizi koruyun.
Basit düşünün, basit uygulayın. Bu basitliğin de fonksiyonelliğinize zarar vermesine izin vermeyin.
Bir de email listeme katılmadıysanız, email listeme katılın!
Bu yazı hakkında düşüncelerinizi, sorularınızı ve merak ettiklerinizi yorum olarak yazmayı unutmayın.
Eğer bu yazıdan faydalanabileceğini düşündüğünüz birileri varsa, paylaşmayı unutmayın.
Görüşmek üzere,
Enes
İnsanlar ile sürüngenler karar verirken aynı mekanizmayı kullanırlar. Tek tıkla Tweetleyin
Buraya ilk defa geliyorsanız, ismim Enes, burası Kara Akademi. Dijital marketing ve büyüme konusunda tecrübelerimi burada yazıyorum. Tanışmak için enes at karakademi.com adresinden e-mail gönderebilirsiniz.
Yazıda anlattığınız şeyler için teşekkürler. Fakat saatin geç olup benim uykum olduğundan mıdır, yoksa yazıdaki aksak yazılışdan mıdır bilmiyorum. Bu yazı beni okuma, bitirme diye bağırıyordu. Önceki yazılar kadar sürükleyici değildi sanki…
Bu uzun bir yazı oldu belki ondandır. Belki gece olduğundandır, belki de güzel yazmamışımdır 🙂
yok güzel bir yazı yazmışsın :)önceden temel alınması gerekipte başarıya ulaştıran detay konuları ele alıyorsun bu yüzden yazılarını takip etmeyi seviyorum.ve çok haklısın basitlik her zaman en güvenli yoldur özellikle bir web sitesinde birşey bakmaya kalkıştığında sürekli hareket eden reklamlar çok link sinir bozucu
Web sitesinde hareketli hiçbir şey olmamalı. Müşterilerime de ilk söylediğim bu oluyor. Site sabit olmalı, içeriğin kontrolü ziyaretçi de olmalı.
IOS ile Android karşılaştırmana katılmıyorum 🙂 IOS dan Andorid geçen “Andorid in gözünü seveyim” diyen çok
Karıştırma Murat, Apple taraftarıyız 🙂
her zamanki gibi çok faydalı bilgiler içeren bi yazı olmuş ellerine sağlık
Teşekkürler Hasan, her Pazartesi bekliyorum, emailini kontrol etmeyi unutma Pazartesileri 🙂
Kardeşim süpersin, senden mail geldiği zaman çok mutlu oluyorum, yeni bir ders vakti, yazıların bende yeni yazıların için açlık hissi yaratıyor:) Hep böyle devam, çok şeyler öğreniyorum.
Teşekkürler Güven 🙂
Konyalı saat için yapılan çalışma güzel olmuş. Önceki halini de biliyorum. Yemeksepeti ve Tatil.com için söylediklerinde haklısın. Özellikle de Tatil.com çok yorucu bir site. Böyle bir dönüşümü fırsat siteleri yaşamıştı. Tasarımı sadeleştiren kazandı. Örnek olarak grupanya ve şehirfırsatı tasarımını değiştirdi. Eskiden lider olan grupfoni en son değiştirdi ve gerilere düştü diyebilirim.
Tespitler ve yazıların harika çünkü gerçeğe dokunuyorsun. Sallamasyon argümanlarla boş konuşmuyorsun. Uygulamanı ve sonuçlarını bizimle paylaşıyorsun hemde bedava 😀 Gerçek girişimcilik örneğisin. Milyon dolarla iş hayatına atılıp kendini girişimci diye adlandıran gerçeklere zorluklara değmeden direkt geçiş yapan patronlara göre. Fikirlere değerlere ukala ve değersiz gözüyle baktıkları için bazı sermaye sahipleri bizden büyük global fikirlerin çıkması zor görünüyor. Algı meselesi dünyayı kendi çevresi gibi gören insanlar toplumu yorumlayamadığı için bir çok iş çöpe gidiyor.
En ucuz e ticaret paketi ararken sitene geldim,En az 10 yazını okudum 🙂
kısa bir ifadeyle ” büyüksün enes “